19:07 | Ünlü Üniversiteye Hacker Şoku
10:31 | 100tl alişverişe Bodman Really Ripped Abs Vücut Spreyi 100ML bedava
16:13 | Serenay rol almayacak! Peki Bergen kim olacak?
16:12 | Buse Varol'dan 'aşk' paylaşımı
16:12 | Musa Eroğlu bağlamasını satıyor
16:12 | Acun Ilıcalı'ya ateş püskürdü!
16:11 | Gülsim Ali tacizcisine seslendi: Seni ifşa ederim
09:55 | Kolay Sohbet Etmek İçin Buraya giriş yapabilirsiniz
09:47 | Süreyya Yalçın'ı sıra dışı tarzı!
06:11 | Serenay Sarıkaya şıklığı 20 bin TL!
21:42 | Gerilim tırmanıyor
21:40 | Tuğba Altıntop sil baştan
21:35 | Serenay Sarıkaya'dan sürpriz atak!
21:33 | Gizlimiz saklımız yok
21:30 | Oryantal Didem’den Bülent Serttaş'a tepki!
21:22 | Seda Bakan’dan Shakira dansı...
21:18 | Berrak Tüzünataç galoşları ayağında unuttu!
21:14 | Burcu Biricik'in zumba dansı sosyal medyada olay oldu!
21:11 | Nez Tuğba Özay'ı yerden yere vurdu! İmajı olay oldu
19:07 | Aleyna Tilki sette böyle coştu!
Tuğçe Kazaz: Arınç AKP'li diye mi rahatsız olunuyor?
“Ses kaydını biraz durdurabilir misiniz? Şu an çok önemli bir teklif aldık.”
Menajeri, Tuğçe Kazaz’a gelen bir sinema filmini anlatmaya böyle başlıyor. Son birkaç gün içinde önlerine sekiz ayrı dizi/film projesi gelmiş ama buna ayrı bir heyecanlanıyorlar sanki. Konu, elbette ki ‘paralel yapı.’
Tuğçe Kazaz, 30’larının başında; eskiye nazaran daha sakin, daha sade bir hayat yaşadığından söz ediyor sık sık. Kendi deyişiyle, her konuda daha ince eleyip sık dokuyarak karar verdiği, empati yeteneğini daha iyi kullandığı bir döneminde hayatının.
Tesettür defilesine çıkması, modellik kariyeri boyunca en fazla konuşulan konu oldu. Şimdilerde oyunculuğa ağırlık vermiş olsa da, siyasi açıklamalarla gündeme gelmekten de geri kalmıyor. Önce Gülen cemaati tarafından dinlendiğini açıkladı, ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kadınlar için kullandığı kahkaha sözlerine destek verdi. Kazaz’la buluştuğumuzda ortaya Gülen cemaatine olan kızgınlığından 17 Aralık operasyonuna, dini arayışından bağlı bulunduğu derneğe uzanan bir sohbet çıktı...
Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
- Bir şeyleri daha iyi analiz edip, daha sağlıklı idrak ettiğim bir dönemdeyim. Olaylara daha bütünsel bir pencereden bakıyorum, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyorum. Aydınlanma dönemi de diyebiliriz.
Sizi bu döneme sokan nedir?
- Bu noktaya tecrübelerimle geldim. Öğrendiklerim var ama daha bilmediğim de çok. Ben hep doğru insan olmaya çabalıyorum.
Sizce doğru insan nasıl biridir?
- Kendini, insanı seven, hatalarını kabul eden ve değiştirmek için çabalayan biridir. Dürüsttür, çevresine saygısı vardır, ülkesini, milletini sever, insanlarla çıkar, menfaat ilişkisi kurmaz, güven ilişkisi kurmaya çabalar.
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
- Çocukluğumun bir bölümü İzmir’de, bir bölümü Ayvalık’ta geçti. Banka memuru anne-babayla orta sınıf, kendilerince doğru bildikleri hayatı doğru yaşamaya çalışan geniş bir ailede büyüdüm.
Elite Model Look ve akabinde Miss Turkey’ye katıldıktan sonra siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okumanız bilinçli bir tercih miydi?
- Evet, bilinçliydi. Hep diplomat olmak istedim, siyaset çok ilgimi çekiyordu. O yarışmalara girmeden önce üniversite sınavımın tercihlerini belirlemiştim zaten. Bugün şimdi, bu noktada tekrar siyaset konuşuyorum.
Modelliği isteyerek mi yaptınız peki?
- Belli bir süre evet ama istemeden yaptığım zamanlar da oldu. Bir şeye başladığımda onu en iyi noktaya taşımayı hedeflerim. Model olarak İtalya’ya, Fransa’ya, Amerika’ya gitmem, Türkiye’yi temsil etmem milli duygunun bende uyandırdığı bir şeydi.
Ya oyunculuk?
- 2003’te başladım. Bir heves vardı içimde, yapabildiğimi gördüm, kendimi geliştirmeye çalıştım. İşte hâlâ devam ediyorum.
Şimdilerde de sıklıkla siyasi konularla gündeme geliyorsunuz, bu sizi rahatsız ediyor mu?
- Etmiyor, çünkü bu benim tercihim. Bülent Arınç’a destek yazısını kaleme alan, o yazıyı yazmaya tetiklenen benim. Bence bu, her vatandaşın doğru bir açıyla aklının erebileceği bir mesele. Aklı ermediklerinde zaten konuyu devlet ve gerekli şahıslar arasında bırakmalılar. Bugün birtakım davalar ortaya çıkıyor, elimizden geldiğince takip edebiliriz. Oynanan bir oyun var, birçok ülkenin gözü bizim ülkemizin topraklarında.
İsim verin.
- Belli ülkeler işte... Amerika, İngiltere, İsrail ve bunlara hizmet edenler. Her hükümetin kendine göre dış politikaları olmalıdır, bunlara akıl ermez. Evet, vatandaşa şeffaf olunmalıdır ancak her konuda da olunamaz. Çünkü devlet sırrı denilen bir şey var. Yoksa vatandaşın huzuru kaçar. Bir milletin her şeyden önce huzur içinde yaşaması gerekir. Bu noktadan baktığımızda herkes siyasete onun güdümüne girmeden bir bakmalı bence. Zaten siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okuduğum için bunlara uzak değilim. Ama şunu söylemek isterim: AK Parti’li değilim ve AK Parti’den hiçbir menfaatim yok. CHP’li de değilim.
Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Bir şeylere bütünsel bakabilen, empati yaparak farklı bakış açılarını görebilen ve bunu siyaset üstü, insani değerlerle yapan biriyim.
Hareket olarak sormuştum? Liberal mi, muhafazakâr mı, demokrat mı?
- Böyle bir ismim yok, ben insanım. Ama faşist değilim. İsim verip ukalalık etmek istemem, söylediğim bir kavram farklı yerlere çekilsin istemiyorum. Sınırlarım neler ona bakıyorum. Sınırlarını bilmek de bence bir özgürlüktür.
“Ben o kapitalist sistemin bize öğretmeye çalıştığı özgürlükten geliyorum ve bunun zararını gördüm” demişsiniz.
- Evet, bu kapitalist sistemin bize getirdiği şey egoist, kendini düşünen, marjinallik ve sıradışılık adına her istediğini yapmayı özgürlük olarak tanımlayan bir sistem. Ama her istediğini yapmak özgürlük demek değildir. Tam tersine sen sorumluluklarını, içinde var olduğun toplumla uyumlu hale getirdiğinde bu senin özgürlüğün olur. Bugün benim önüme, geçmişte yaptığım hataları yani mesela fotoğraflarımı koyuyorlar. Bu benim özgürlüğümü kısıtlamıyor mu? Bizler bugün örfümüze bağlı olmanın geri kafalılık olduğunu düşünüyoruz, bunu bize kim öğretti?
Kim?
- Bu sistem işte. Osmanlı Devleti’nde yoktu bu, Anadolu Selçuklu’da da yoktu. Şimdi oradan buraya uzandığımızda kadının geldiği durum ne kadar doğru? Mutlaka gelişmeler var ve daha iyi durumdayız. Her dönemde medeniyetlerin yanlışlıkları da olmuştur, yoktur diyemeyiz ama bu yeni düzen, dünya oyununun getirdiği bir şey.
Bülent Arınç “Kadınlar iffetli olacak, herkesin içinde kahkahalar atmayacak” dedi, siz de yazılı bir açıklamayla destek verdiniz. Bir erkeğin, kadının nasıl olması gerektiği konusunda reçete vermesini nasıl kabul edebiliyorsunuz?
- Öyle söylenmedi işte o. Konuşmayı açın, bir daha izleyin. Bir kere ortada bir dayatma yok, “Gerekir” demedi. “Nerede o eski kadınlarımız birbirimize baktığımız zaman mahcubiyet duyan” dedi yani masumiyet ve iffetten bahsetti.
Bu toplumda eşlerini masadaki çay ılık diye öldüren adamlar var. Yani sokakta kahkaha atması bir kadının öldürülme gerekçesi olarak kullanılabilir. Bunu düşündünüz mü?
- Ha oraya gidebilir yani olay? Ben oraya gideceğini düşünmüyorum. Sapkın beyinlilerin önüne kimse geçemez ama Bülent Bey’in söylemek istediği o değildi, biliyorum ben. Hiçbir zaman din ve inanç anlamında arayışımı saklamadım. İnandığım doğruyu her zaman savundum, yapım bu. Muhtevasında söylenen şey net: Edep, haya, iffet. Bunlar değerli kavramlar. “Kahkaha atma” demedi ki, söylediği şey şu: “Kadınlık erdemini unutup, cinselliğinle insanlığı cezbedip toplumda bununla yer bulman senin gerçek değerinden uzak.” Şu net anlaşılsın istiyorum: Elbette ben kadınların kendilerini ifade etmelerini, ülke yönetiminde daha çok söz sahibi olmalarını, şiddet görmemelerini istiyorum. Ama kadın bilge, anaç, erdemli, merhametli, inandığının yanında duran ve destekleyen, oturmasını kalkmasını bilen, bulunduğu ortama asaletiyle ışık saçan, edebini adabını bilen, aile kavramına sahip çıkan olmalıdır.
Başbakan yardımcısının görevi kadının nasıl olması gerektiğini söylemek mi?
- Evet, yapmalı. Oturdukları koltuklara karşı sorumlulukları var, halka doğru bildiklerini söylemeliler. Arınç, AK Parti’den diye mi rahatsız olunuyor? Zamanında Atatürk çıksaydı ve böyle bir şey söyleseydi yanlış anlaşılır mıydı? Kimse bir şey dayatmıyor, kimse bana gelip “Kapan” demedi. Bu hükümetin, evet, tasvip etmediğimiz şeyleri olabilir. Ama bir sürü hizmetleri de var. Doğu’da hastaneler, okullar, yollar, Marmaray, metrobüs, hızlı tren, IMF’ye borcun kapatılması, Merkez Bankası rezervlerinin artmış olması, dul kadınlara maaş bağlanması, kız çocukların okutulması, Avrupa ve Amerika krizin pençesindeyken büyüme trendimizdeki yükselişimizin devam etmesi gibi... Doğru olanı görmeyelim mi? Bunlar ne yaparsa yapsın nefret mi edelim? İnsanların rol modeli olarak inandığım şeyi söylüyorum. Ha benden çok bilen mutlaka ki var. Memnuniyetle, otururum konuşurum.
Kaynak: Tarkan Acar