19:07 | Ünlü Üniversiteye Hacker Şoku
10:31 | 100tl alişverişe Bodman Really Ripped Abs Vücut Spreyi 100ML bedava
16:13 | Serenay rol almayacak! Peki Bergen kim olacak?
16:12 | Buse Varol'dan 'aşk' paylaşımı
16:12 | Musa Eroğlu bağlamasını satıyor
16:12 | Acun Ilıcalı'ya ateş püskürdü!
16:11 | Gülsim Ali tacizcisine seslendi: Seni ifşa ederim
09:55 | Kolay Sohbet Etmek İçin Buraya giriş yapabilirsiniz
09:47 | Süreyya Yalçın'ı sıra dışı tarzı!
06:11 | Serenay Sarıkaya şıklığı 20 bin TL!
21:42 | Gerilim tırmanıyor
21:40 | Tuğba Altıntop sil baştan
21:35 | Serenay Sarıkaya'dan sürpriz atak!
21:33 | Gizlimiz saklımız yok
21:30 | Oryantal Didem’den Bülent Serttaş'a tepki!
21:22 | Seda Bakan’dan Shakira dansı...
21:18 | Berrak Tüzünataç galoşları ayağında unuttu!
21:14 | Burcu Biricik'in zumba dansı sosyal medyada olay oldu!
21:11 | Nez Tuğba Özay'ı yerden yere vurdu! İmajı olay oldu
19:07 | Aleyna Tilki sette böyle coştu!
Eşşek gibi çalışarak buralara geldim
Buse Terim'in Ayşe Arman'a verdiği röportaj....
Rüya gibi bir ofis.
Galata’da.
Serdar-ı Ekrem Sokak’ta.
Vızır vızır çalışıyorlar.
Patron 23 yaşında, çalışanlar daha da genç.
Görmesem iş yaptıklarına inanmam ama ciddi ciddi projeler üretiyorlar.
‘Buse Terim markası’nı iyice oturtmaya çalışıyorlar.
Saatlerce iş konuşabilir, işkolik, hırslı, başarmaya kilitlenmiş vaziyette.
Bu hırsının sebebi de suçlanması, “Fatih Terim’in imkânlarıyla babam da olsa yapardı!” denmesi, Buse Terim de aksini kanıtlamaya çalışıyor.
“Tamam babamın seviliyor olması, güvenilir bir isim olması benim için bir artı ama... Yetmez ki... Bende iş yoksa, babanın kim olduğunun önemi yok ki! Seni bir yere kadar taşır, gerisi gelmez, fos çıkar” diyor.
Yaşına göre olgun.
Kararlı, hırslı, komik, eğlenceli...
Hem modern hem muhafazakâr.
Hem seksi hem de dekoltesi bir tık daha açılmıyor.
İlk âşık olduğu adamla evleniyor.
Buse Terim, Volkan Bahçekapılı’yla evlenmeye karar verdiği andan itibaren yaşanan aksilikleri, düğün gecesi ablasının erken doğum yapmasını, Volkan’a olan aşkını, kendisine yapılan suçlamaları ve hayata bakışını anlatıyor.
Buyurun buradan okuyun...
Sonunda muradına erdin... Evlendin! Ama bir sürü aksilik üst üste geldi. Kınadan başlayalım istersen...
-Kınada, ablam düşük tehlikesiyle hastaneye kaldırıldı. İlk üzücü şeyi o gece yaşadık. Düğünümüz bir hafta sonraydı ama ablamın erken doğum tehlikesi ve kanaması olduğu için hastanede kalması gerekiyordu. Bu ikinci darbe oldu, çünkü ablam düğünümde olamayacaktı. Tam bu fikre kendimizi alıştırmaya çalışırken, ablamın kayınpederini kaybettik. Biz yine de 16’sında düğünü yapıyorduk, çünkü her şey ayarlanmıştı, hazırdı. Ama düğüne iki gün kala, bu sefer de Soma felaketi yaşandı. “Böyle bir acının üstüne olmaz!” dedik, erteledik!
Ama bitmedi! Düğün gecesi de üzücü bir şey yaşadınız?
-Evet. İşte o beni bitirdi! Ablam erken doğum yaptı. Bebeği 6.5 aylık doğdu. Düğünün sabahı insanlar hastaneye koştu.
Annen- baban ne kadar perişan oldu? Bir tarafta senin mutluluğun, diğer tarafta diğer kızlarının başına gelen felaket...
-Sorma çok fena! Bizde, ‘gelini evden alma’ geleneği vardır ya, düğünün sabahı beni evden almaya geldi Volkan’lar, baktım annem yok. “Bırakıp gitmez burayı! Bunda bir iş var” dedim. Babam var, annem yok. Telefon açtım, “Anne neredesin sen?” dedim. “Bir işim vardı, aşağı indim” dedi. Güya gizlemeye çalışıyor ama ben çaktım durumu, “Ablama bir şey mi oldu?” dedim. Meğer ablamın kanaması başlamış, apar topar hastaneye kaldırmışlar.
Düğün günü mü oluyor bunlar?
-Evet. Babam benimle evde, annem ablamla hastanede. Bölündüler ama çaktırmıyorlar, üzülmeyeyim diye. Annem ahtapot gibidir, bir oraya, bir buraya uzanır. Öyle de yaptı, ikimize de yetişti. Ama aile olarak feci şeyler yaşadık. Allah’ın izniyle toparlayacağız, bebeğimizin durumu da iyiye gidiyor.
Peki bu kaosun içinde, bir yandan evleniyorsun, bir yandan ablan erken doğum yapıyor... Sen ne hissettin?
-Ne hissedeceğimi şaşırdım. Çok karmaşık duygular yaşadım. Sürekli gözüm doluyordu, hem mutluluktan hem üzüntüden...
Peki bütün bu olan biteni sen nasıl değerlendiriyorsun?
-Ben nazar diyorum. Hatta, “İnsta-nazar!” Kıskananların gözü kaldı. Gerçekten artık böyle düşünüyorum. Çünkü kına çok güzel geçti. Herkes, “Ne kadar güzel bir kınaydı” dedi ve sabahında ablam hastaneye kaldırıldı! Gel de nazara inanma! Bir yüzük koyuyorum mesela Instagram’a. “Çok seviyorum bu yüzüğü!” diyorum. Yüzüğün üzerinde mavi bir taş var, iki saat sonra üzerindeki taş düşüyor.
Eeeee?
-Gülme, gerçekten böyle! O yüzden özel hayatım ve ailemle ilgili paylaşımlarımı biraz azaltmaya başladım. Kendimce ‘insta-nazar’a karşı önlem almaya çalışıyorum.
Volkan’la fotoğrafınızı koyunca ne oluyor? O gün arıza mı çıkıyor?
-Aynen öyle oluyor. Eskiden ben de inanmıyordum. Patır patır her şeyi koyuyordum. Sonra sonra bir baktım, koyuyorum kötü bir şey oluyor. İnsanların yaydığı negatif enerjiden oluyor galiba. “Nazar değer koyma!” diye diye, nazar değebileceği fikrine sıcak bakmaya, sonra da inanmaya başladım.
ABLAMIN BEBEĞİNİN DURUMU İYİYE GİDİYOR
Ablanla, bebeğinin durumu nasıl şu anda?
-Ablam hastaneden çıktı.
Bebek?
-Hâlâ hastanede. İlk 72 saati kritikti. Allah’tan o 72 saati atlattık. Ablam hiç başından ayrılmadı. Küçücük bir şey. Her yerinde kablolar vardı, insan kıyamıyor. Ama Allah’a şükür şimdi iyi, yavaş yavaş büyüyor. Fakat tabii ki bir süre daha hastanede kalacak.
O süre ne kadar?
-Zaman veremiyorlar. Gelişiminin hızına bağlı. Beklenenden daha çabuk gelişirse, daha çabuk çıkacakmış.
Ablan ne yapıyor?
-Canı orada, hastanede. Kalbi, beyni onunla. Her sabah soluğu orada alıyor. Süt sağıyor. Morali ilk günlere göre daha iyi. Ama tabii çok sarsıldı.
Bütün aile sarsıldı. Anneannemin evi hastanenin yanında, oraya yerleştiler yakın diye. Şu an hepsi orada yaşıyor. Yürüyerek gidiyor, sütünü veriyor. Arada kucağına da veriyorlar. Bebeğini hissedebiliyor.
Sen ne sıklıkta gidiyorsun?
-Her gün. Annem de her gün orada. Teyzem, yeğenim, kuzenim, babam... Hep bebeğimizin ve ablamın yanındayız. Çünkü zor bir dönem. Destek oluyoruz.
VOLKAN’A ÂŞIK OLDUĞUMDA 17’YDİM
Volkan’la ne zaman, nasıl tanıştınız?
-2008’de tanıştık. 17 yaşındaydım. Benden altı yaş büyük. Annem babam karşı çıktı önce, büyük diye. Üstelik üniversiteye Amerika’ya gidecektim. Gittim. Ama ilişkimiz bir şekilde hep devam etti.
Volkan o sırada nerede?
-İstanbul’da çalışıyor. Futbol menajerliği yapıyor.
Çok mu fena âşık oldun?
-Evet fena! İlk âşık olduğum adam. Her şeyi onunla yaşadım. Her şeyi bana o öğretti. Bana diyor ki, “Annen, baban seni nasıl büyüttüyse, ben de seni büyüttüm!” Haklı, son altı senemde acayip emeği var.
Annen-baban ne dedi peki bu ilişkiye?
-Başta korumacı bir içgüdüyle endişelendiler. Bir de tabii tahsilim var. Ya “Ben âşığım” deyip okulu bırakıp dönersem diye korktular. Ama ben hem flörtümü hem okulu idare ettim, sonunda da bitirdim. Volkan da geldi gitti oraya.
Hiç başkası olmadı mı o sırada?
-Oldu. Biz bu süre içinde iki sene ayrı kaldık. O sırada onun da hayatına birileri girdi benim de. Ama yine kuzu kuzu birbirimize döndük.
Volkan’a duyduğun aşkı nasıl tarif edersin?
-Edebilir miyim bilmiyorum. Beni gerçekten bir ilah gibi görüyor ve bana sürekli, “Sen benim şansımsın!” diyor. Sürekli beni mutlu etmek için çabalıyor, gözümden bir damla yaş gelse, annemden babamdan daha çok üzülüyor. Gerçekten inanılmaz bir adam. Benim aileme ne kadar düşkün olduğumu biliyor. Ailemi, ailesi olarak kabul etti. Onu annem ve babamla gülerken görmek de beni çok mutlu ediyor. Ben sürekli ailemle bir aradayım, buraya gelmeden de anneme kahveye gittim mesela, hayatıma girecek olan adamın bunu benimsemesi gerekiyordu. Volkan, ailemi, ailesi kadar seviyor. Onlarla benden çok vakit geçirmek istiyor. O yüzden çok şanslıyım.
Saygıda kusur etmiyor yani Fatih Hoca’ya.
-Yok hayır. Ama zaten babam sahada göründüğü gibi bir adam değildir evde. Gayet yumuşak ve sakindir.
Kızları ne kadar önemli Fatih Hoca için?
-Hayattaki en önemli şeylerden biri!
Kızlarını üzen adamları mahveder di mi Fatih Hoca? Adamlar da bunu biliyor mu?
-Bence ikisi de biliyorlar! Ama zaten bizi alırken tahmin etmişlerdir. İkisi de saygıda asla kusur etmiyorlar.
Benzer tarafları var mı Volkan’ın babanla?
-Olmaz mı? Derler ya, “Kız çocuğu babasına benzeyene âşık olur!” diye. Korumacı tarafları çok benziyor. Benim moralim bozuksa, dünyayı yakıp yıkmak istiyor, babam da öyledir, hiçbir zaman üzülmemi istemez. Bana olan sevgilerini çok benzetiyorum. Volkan da böyle bazen bebeği, çocuğu gibi seviyor beni. Çok düşkünler, çok şefkatliler, çok sevecenler...
Kiloluysam kime ne?
Ben ince değilim, hiç olmadım, bildiğin basenim var. Ben Türk kadınıyım. Türk kadını kıvrımlarına sahip olmaktan da mutluyum. Zayıf olmak istersem zayıflarım. Evlenirken zayıfladım. Öyle bir sorunum yok. Canım istediğinde yiyorum. Kiloluysam da kiloluyum kime ne?
HER ŞEY, BABAM SAYESİNDE OLDU ZANNEDİYORLAR
OYSA EŞŞEK GİBİ ÇALIŞIYORUM!
Fatih Terim’in kızı olduğun için ağzınla kuş tutmak zorunda kalıyormuş gibi hissediyor musun?
-Evet. Tanınan birinin çocuğu olmanın böyle zorlukları var. Hep önyargılılar. Şımarık, züppe ve burnu havadasın onlara göre. Her şeye kolay ulaştın, sen hiçbir şey yapmadın, her şey baban sayesinde sana sunuldu. Bakış açısı bu. Oysa ben eşşek gibi çalışıyorum. 23 yaşındayım, kendime göre çok iyi para kazanıyorum ve kendi ismimi markalaştırıyorum. Her gün yeni bir teklif alıyorum, bir sürü proje hayata geçiriyorum. Beğen, beğenme, ben üretiyorum.
Ne okudun?
- Moda pazarlama ve satın alma. Önce Miami’deydim, çok mutsuz oldum. Şehir hayatına alışık olduğum için orayı sevmedim. Çok sıcak, çok çim geldi, sürekli şortlar, parmak arası terlikler beni açmadı. New York’a transfer oldum. FIT’ye. Fashion Institute of Technology. Bir devlet okulu, New York’ta dünyanın en mutlu insanı oldum. Şehir hayatı çok güzel, New York çok güzel. O arada Ralph Lauren’de ve Burberry’de staj yaptım.
Kaynak: Tarkan Acar