Buradasınız Buradasınız: Anasayfa » Röportaj » Ayşegül Aldinç'in gençlik sırrı ne? | 10 Mayıs 2015 Pazar 17:21

Ayşegül Aldinç'in gençlik sırrı ne?

Ayşegül Aldinç yıllara meydan okumaya devam ediyor.

MSKK’da (Menopozlu seksi kadınlar kulübü) bana en büyük ilhamı veren kadınlardan biri şüphesiz ki Ayşegül Aldinç'ti. Bu Benjamin Button hanımla çok eğlenceli bir sohbet yaptım. Oradan buradan çok şey konuştuk...

Genetik olarak zaten çok güzelsin ama nasıl bu kadar genç kalabiliyorsun?

Gerçekten tam olarak bilmiyorum, bunun moralle de yakın ilgisi var. Doğal güzelliği korumaya yönelik önlemler almaktan daha doğal hiçbir şey olamaz. Ben sahne sanatlarıyla uğraşan bir kadınım her şeyden önce.Yenilikleri takip etmem lazım. Günümüzde güzelliği koruma konusunda fazlaca yenilik var. Ben de abartmadan faydalanmaya çalışıyorum. Kusurlarını kapatıp, güzel yanlarını ön plana çıkarmaya çalışma aklımı kullanıyorum. Bu giyim için de böyle. Kimse dört dörtlük değil. Bir de  kılığın kıyafetinle karşılanır, fikirlerinle uğurlanırsın. İmajdan ibaret olmanın en büyük handikapı da bu. Fotoğraflardaki görüntünden çok uzak değilsen günlük hayatında  kurtarılmış bölgedesin. Hayvanlar bile tüylerini parlatıp güzel görünmeye çalışıyorlar. Günümüzde telefonlarımızda kullandığımız uygulamalar bile sıradan insanın güzelleşmesine yönelik imkanlar sunuyor.. Instagram’da paylaşılan Photoshop’suz resim yok gibi. Nofilter demek  “Yaşasın doğalım!” demek adeta. 
Ama senin çok fazla makyajın vs. yok, buna karşın yüzünde gülümsemende bir enerji ve canlılık var. Bu nasıl oluyor?

Bu doğru ancak gençlik konusunda enerji gerekçe olarak insanları pek tatmin etmiyor. Gerçek yaşını söylediğinde kimse inanmıyor, mutlaka  eksik söylemiş olduğunu düşünüyorlar. 'Kaç olsun isterdin?' diye dalga mı geçmeli n'aapmalı?! ' Öte yandan iltifat almak hoşuma gidiyor, kimin  gitmez ki? Tüm güzellik endüstrisi buna hizmet ediyor aslında. Vaatleri umuda dönüştüren her şey çok satar. Bir de hayat var tabii yaşanması gereken; yenilmesi gereken yemekler, yapılması gereken tembellikler, gezilecek yerler var.

Gerçekten çok güzel bir evde oturuyorsun. Bu manzaraya bakmak seni rahatlatıyor mu?

Aslında manzaraya bakarken ne düşündüğün çok önemli. Eğer kafanın içi doluysa poster etkisi yapıyor, hiçbir şey ifade etmiyor. Ben genelde arka odada yaşarım zaten. Ana rahmi gibi gelir yatak odaları. Dikkat ettim bazı şöhretli, yaratıcı insanlar da genellikle yatak odalarında yaşıyorlar, hatta ofis gibi kullanıyorlar.

Rahmetli Aysel Gürel de, Ajda da yatak odasında yaşar. Ertuğrul Özkök’ün bir röportajında okumuştum o da öyleymiş. Yazıyorsun çiziyorsun, okuyorsun, seyrediyorsun, yatıyorsun. Bir tek yemeğimi orada yemesen iyi olur.
Annen baban hayatta mı?

Annem hayatta, babam değil.

İyi bir anne-kız ilişkiniz var mıdır?

İyiyizdir ama bana hala çocukmuşum gibi davranıyor. Çocuğum olsaydı onunla da didişeceğimi biliyordum. Gelenek böyle bunu kabul edelim. Bunu ana, baba, bacı, kardeş diye ayırmayalım...  Kendine benzetmeye çalıştığın  zaman geri tepiyor. Halbuki kendi benzerini gördüğünde korkarak kaçacaksın haberin yok. 

Çocuk istiyor musun?

Tercih etmedim. Bir ara iş işten geçmeden  yapmalı mıyım diye  sordum kendime. Sonra bu şekilde düşünülerek çocuk yapılamayacağına karar verdim ve yapmadım.

Biraz tembelim sanırım

Biraz tembelim sanırım. Bir de çok fazla sosyal değilim. Bu iki özellik birlikte olduğu zaman bir görünmezlik söz konusu.  Görünmediğin zaman da o talepleri senin yaratman gerekiyor. Artık günümüzde nerdeyse herkes kendi projesini üretiyor. Oturup fildişi kulende bir şeylerinin keşfedilmesini beklemek diye bir şey yok. Ben daha eski gelenekle yetiştirildiğim için öyle pek atılgan değilim. Bakıyorum insanlar onu arıyorlar, bunu arıyorlar, o sıra en önemli kim onunla ahbaplıklar falan. Açık kalpli yaklaşımlar benim için değerli. Kaldı ki kimi yaptığın işi görmezlikten gelen bir tayfa da  yok değil.  Ama birilerinin bir şeyi görmezlikten gelmesi o şeyin yok olduğu anlamına  hiç mi hiç gelmez.

Nihat Odabaşı’nın çektiği klip şahane! Hikayesi nedir?

Bizim eskiye dayanan çok tatlı bir dostluğumuz ve iş ilişkimiz vardır. Bıraktığımız yerden devam ederiz. 2000 yılında  Nefes albümümde ilk defa birlikte çalışmıştık, on beş seneye yayılan bir dostluk. Biz bu klibi Ocak’ta çektik. Dışarda kar yağıyordu, on altı saat fan tutuldu üstüme saçların uçuşması için. 

Single parçanız Bir Tek Gördüğüm Mabel Matiz’in bir şarkısı değil mi?

Evet , Mabel'i insan olarak, sanatçı olarak çok seviyorum. Meğer o da beni yıllardır cok beğenir ve severmiş. Buluştuk ve  şahane bir enerji oldu aramızda. Bunun duygusu şarkımıza da yansıdı.

Nasıl gidiyor klip?

Daha çok yeni ama çok güzel gidiyor. Henüz bir hafta oldu, 100 bine yaklaşıyor seyir oranı. Bu, albümün müjdecisi, arkadan albüm geliyor.

Albüm ne zaman çıkacak?

Albümün sonbaharda, eylül civarı çıkacak kısmetse.  

Kimlerin şarkıları var albümde peki?

Kenan Doğulu, Yüksek Sadakat, Nada, Göksel, Fuat Güner, Harun Tekin...  Mabel Matiz  tabii. Bir Tek Gördüğüm orda da yer alacak.

Ben senin Pis Yedili’deki performansını çok beğendim ve komedi oynaman gerektiğini düşünüyorum. Neden yapmıyorsun böyle şeyler?

Çok teşekkür ederim, bunları duyunca mutlu oluyorum.  Peki alçakgönüllülük etmeyeyim, bunu biliyorum. Bu yönde teklifler gelmeye devam ediyor.  Ben film kariyerime dram oyuncusu olarak başladım. En son hangi tür ve tiplemede oynarsan teklifler o yönde gelmeye başlıyor. Pis Yedili'nin senaristleri  özellikle benim oynadığım  absürt karakterin diyaloglarında çıtayı öyle yükseltmişlerdi ki gelenlerde bunu yakalamak zordu tabiyatıyla... Dizi üç sezon oynadı. Ancak final çekilmiş olmasına rağmen gösterilmedi. Hala Pis Yedili fanları  ümitle bekliyor.


Kaynak: Tarkan Acar

ReklamGIF
etiketler İlgili Etiketler
ÖNCEKİ HABER
SONRAKİ HABER
OKUYUCU YORUMLARI (0)
Bu habere daha önce yorum yapılmamıştır.
İlk yorum yapan siz olun!

Ad Soyad:

Yorum:

ReklamGIF
GÜNÜN GELİŞMELERİ
ANKET
FACEBOOK
magazin Kolay Sohbet Sohbet Sohbet Kolay Chat