Buradasınız Buradasınız: Anasayfa » Erkek » Aldatmanın tadına varınca... | 20 Kasım 2014 Perşembe 22:15

Aldatmanın tadına varınca...

Türkiye’de geçen yıl 125 bin çift boşandı. Ve bunların üçte biri aldatma nedeniyle oldu. Zaten erkeklerin yüzde 57’si eşini aldattığını itiraf ediyor.

Boşanmayı düşünen her dört kişiden biri, bu kararında sanal sohbet ortamları ve sosyal paylaşım sitelerinin etkili olduğunu söylüyor. Aldatıldığını düşünen her iki kişiden biri, eşinin kendisini sosyal paylaşım sitelerinde veya sanal sohbet ortamında tanıştığı biriyle aldattığına inanıyor. Sahte bir kimlikle bu sitelere girdim. Aşk, heyecan ya da sadece seks arayan insanlarla konuştum. Aldatan, aldatılan ve buna şahit olanlar anlatıyor…

Arkadaşlık siteleri

Mahlasımı aldım, aldatanların kendilerini en rahat hissettiği sanal arkadaşlık sitelerinde insanlarla yazışıyorum. İlk beş dakikada 300’e yakın mesaj alıyorum. Artık okumaktan yorulmuş gözlerim kızarıyor, ruhum sıkılıyor ama merakım da artıyor. Neden burada herkes birbirine doğuştan âşık gibi? Belki daha önemlisi, bir insan, hiç tanımadığı birine telefon numarasını, ev adresini hiç korkmadan nasıl verir?

Türkiye, 41 ülke arasında şampiyon

Durex, 41 ülkeyi kapsayan aldatma araştırmasını yaptığında, Türkiye’nin şampiyon çıkacağını muhtemelen tahmin etmemişti. 317 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmaya göre Türk erkeklerinin yüzde 57’si eşini aldattığını itiraf ediyor. Sadece geçen yıl 125 bin çiftin boşandı, boşanan her üç çiftten biri aldatmayı sebep gösterdi.

En sık görülen boşanma nedeni

Uzmanlara göre günümüzde en sık görülen boşanma nedeni, insanların sorunlarını kendi aralarında çözmek yerine işin kolayına kaçarak bir başkasıyla daha mutlu olabileceklerine inanmaları... Kadınlarda ‘aşk’, erkeklerdeyse ‘cinsel doyumsuzluk’ nedeniyle tercih ediliyor. Aldatma, sosyal ağların da etkisiyle o kadar yaygınlaştı ki psikiyatr Prof. Dr. Kerem Doksat’a göre “Aldatmıyorum” diyenlere üç defa düşünerek yaklaşılmalı: “Çünkü eğer aldatıldığını öğrenir ve bunu bir gurur meselesi olarak görürse, herkes aldatabilir.” Zaten bilim dergisi PlosOne’da yayımlanan bir haber de narsistler, kalın sesli erkekler, aldatma geni olanlar, kendine güveni olmayanlar ve anne ya da babası aldatılmışların (kısacası neredeyse herkesin) aldatmaya meyilli olduğunu söylüyor. Üstelik “Erkek aldatır ama kadın aldatmaz” miti de çoktan yıkılmış durumda

Güzel sözler duymak için...

Chat’te tanıştığı kişilerle birlikte olduklarını anlatan kadınların bazıları söze, eşlerinden kötü muamele gördüklerini anlatarak başladı. Bu sitelerde duydukları ‘Çiçeğim’, ‘Tatlım’, ‘Aşkım’ gibi ifadelerden başlarının döndüğünü ve sürekli o dünyada kalmak istediklerini söylüyorlar. Elbette ki çoğu, teslim oldukları bu sevgi gösterilerinin sahte olduğunun bilincinde. Duygu boşluğu içinde aldatma eğilimine girdiğini söyleyen bir kadın “Neden chat’te tanıştığınız adamlarla birlikte oluyorsunuz?” sorusuna kısacık şu yanıtı verdi: “Kocamın bana söylemediği güzel sözleri duymak, o adamla buluştuğumda güzel davranışlara muhatap olmak için.”

Aşk ararken taciz edildi

Deniz Y. 43 yaşında. Chat’teki hesabını birkaç ay önce kapatmış. Tanıştığı biriyle buluştuğunu ancak adamın sonradan kendisini sürekli rahatsız ettiğini anlatıyor: “Başka bir bedenle sevişmek güzeldi. Ama işin ucu her zaman güzelliğe varmıyor. Aşk ararken tacize de uğrayabiliyorsun.”

Kadınlar ve erkekler

Aldatma söz konusu olduğunda kadınlardaki duygu yoğunluğu, erkeklerde yok; kendileri öyle diyor. Sanal arkadaşlık sitesinde üyeliği bulunan evli ya da ilişki içindeki erkeklerin önemli bir kısmı amaçlarının cinsellik olduğu konusunda ‘dürüst’ davranıyor. Elbette aldatmaya ilişkilerinde mutlu olmamalarını gerekçe gösterenler de var.

Herkes daha fazla sevişmek istiyor

Orhan K. 41 yaşında. Şöyle diyor: “Hangi erkeğe sorsan ‘Evliliğimiz beni beslemiyordu’ gibi laflar eder. Amacı mutluluğu bulmak olsa neden bunu gizliden yapsın? Herkes daha fazla sevişmek için burada. İstisnaları var tabii ama durum genel olarak böyle.” Psikiyatr Alper Hasanoğlu, bu durumu bir danışanı üzerinden çözümlüyor: “Eğitimli bir erkek, hayat kadınlarıyla fantezi yapmayı çok sevdiğini söylemişti. Karısıyla bunu yaşayamıyor. Cinselliği özgürce yaşamak isterken altında ezildiği baskıya bakın. Bu nedenle bu baskıyı hissetmediği sanal ortamda cinsel fantezilerini freni boşalmış gibi yaşıyor.”

Her şey bir güzel söz için

Erkekler, duygularını göstermenin zayıflık olduğunu öğrenerek büyütülüyor. Bu durumda kadının kocasından ‘canım’ lafını bile duymayıp bunu araması çok normal. Eksiği tamamlamaya çalışıyor. Ama tıpkı erkekler gibi cinsel arayışla sanal arkadaşlık sitesine yönelen kadınlar da var. Çünkü onların da aynı cinsel talepleri var. Ancak içselleşmiş baskı o kadar büyük ki, kadınlarınki sanal ortamda bile erkeğe oranla daha az ortaya çıkıyor.”

İhaneti nasıl karşıladılar?

Bir reklamcı: Sarmaş dolaş fotoğrafları gördüm 

“Üç yıllık bir ilişkinin ardından artık kız arkadaşıma evlilik teklifi etmeyi planlıyordum. Aramızda hiçbir sorun yoktu, ailelerimiz tanışmıştı. Bayram oturmaları bile yapıyorduk. Mail’indeki sarmaş dolaş fotoğrafları gördüm tesadüfen. İşten izin alıp iki hafta her gün içtim ama her gün. Aldatılmayı tek kelimeyle tarif edecek olursam ‘çaresizlik’ derim. Kızıyorsun, kırılıyorsun, kendini ezilmiş, hissediyorsun ama durumu değiştirmemek aldatılmak kadar ağır bir duygu.” (Ufuk Z, 34)

İhaneti nasıl karşıladılar?

Bir hostes: Şimdi olsa yine aynısını yaparım

“İki yıl önce kocamın ‘Arkadaşım’ dediği bir kadınla uzun süredir ilişkisi olduğunu öğrendiğimde duyduğum öfkeyi kelimelere dökmemi bekleme benden, bu mümkün değil. Ne âşıktım bir bilsen... Dünyam tepetaklak oldu birden, delirdim. Hiç düşünmeden gittim, o akşam başka biriyle birlikte oldum. İntikam almak istedim. O an doğrusu bu gibi geldi. Şimdi olsa yine aynısını yaparım.” (Ayfer N, 29)

Söz konusu aldatmaysa herkesin söyleyecek bir şeyi var

Taksici: Olmuştur da haberin yoktur

“Şimdi güzel kardeşim (sessizlik) bir kere bunda şaşıracak bir durum yok. Artık eskisinden de kolay oluyor bu iş. Bir sürü site var, oradan birini buluyorsun, çok kolay. (Sessizlik) Adımı yazmıyorsun, değil mi? Ha tamam. İsteyince bir yolu bulunuyor yani. Böyle tepkili tepkili bakıyorsun ama senin de mutlaka başına gelmiştir. ‘Gelmedi’ diyorsan, haberin olmadığındandır.” (K.C, Taksici, 37)

Kuaför: Kaza sonrası ilk müdahale

“Keskin bir renk ya da boy değişimi istiyorlar. Ama o kadar istiyorlar ki dediklerini yapmazsam bu makası gırtlağıma saplayabilirler. Mesleğin en zor yanı bence bu: ‘Aldatılmış kadına kaza sonrası ilk müdahale’. En çok telefondan ya da Facebook’tan yakalıyorlar, bunu anladım. Bilgisayardan çöpçatan sitelerine girildiğini fark ederlerse de geçmiş olsun. ‘Aman boş ver o sana layık değilmiş’ diyorum, üstüne iki de hakaret. Az biraz sakinleşiyorlar.” (Ömer Yılmaz, Kuaför, 33)

İstatistikler ne söylüyor

%44
Evliler için çöpçatanlık yapan Ashley Madison sitesinin 74 bin 600 kişi üzerinde yaptığı çalışmaya göre, başka birine duygusal açıdan ilgi duydukları için eşlerini aldattıklarını söyleyen kadınların oranı
%48
Daha fazla cinsellik istedikleri için aldattıklarını söyleyen erkeklerin oranı
%70
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin eşini aldattığını ifade eden 500 kişiyle yaptığı ankette, birden fazla kadın yani ‘anne türevleri’ tarafından büyütülmüş erkeklerin oranı

Uzmanlara göre afrodizyak etki yapıyor

‘Yasak’ olduğu için mi yaygın? Psikiyatr Kerem Doksat: Bu işi yasal olarak yapan binlerce erkek ve bir o kadar da kadın var. Hatta bu bir para kazanma aracı. Bu iş sonuç olarak kişinin kendi vicdanını bağlar. Unutmayalım ki yasaklar, en cazip gelen ara kademe ortamlarıdır.

Aldatmayan neden aldatmıyor?

Evlilik psikoterapisti Doç. Dr. Armağan Samancı:Erkekler, cinsel ve fiziksel etkilenmenin verdiği ego şişirici ve haz alıcı bir süreçle bağlantılı olarak aldatıyor. Aldatma erkek için bir stres çözücü, benlik tamir edici, afrodizyak ve ‘kazanma duygusu’ etkisi yaratıyor. Kadınlar içinse duygu, yapıştırıcı bir etki yaratabiliyor, son dönemde kadınlar da eğlenme ve heyecan arayışı içinde bu tarz ilişkilere çekilebiliyor. Yakalanma korkusu azaltıcı bir etken ama tek başına eylemi engelleyemiyor. Çünkü aldatma eğilimi olan bireyin istekleri, korkusunu yeniyor. Kendini ve isteklerini dengeleyebilen ve engelleyebilen bireylerin aldatma olasılığı daha düşük. Aldatan bireylerle yakın dostlukları olan kişilerin de aldatma eğilimi artıyor. Karşı taraftan gelen güçlü bir duyguya karşı durabilme de aldatmayı engeller.

Adrenalin isteği

‘Aşk Doktoru’ lakaplı gazeteci-yazar Mehmet Coşkundeniz: Aldatmak, yakalanma korkusunun aksine, adrenalini tetikleyen bir olgu. Sırf yakalanma korkusunu daha derin hissetmek için özellikle eşiyle paylaştığı yatakta sevişenleri biliyorum.

Flört mesajları n’olacak?

Kadın ve erkeğin aldatmayı algılayışında da fark var: Kadınlar, partneri bir başka kadına âşık olursa, bu duygusal ilişkiyi ihanet olarak algıladığını söylüyor. Erkeklerse partnerinin bir başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi halini aldatma olarak algılıyor. PlosOne’daki makaleye göre kadınların yüzde 90’ı, erkeklerinse yüzde 75’i başka birini tutkuyla öpmenin aldatma sayıldığı görüşünde. Bir başkasına flörtöz mesajlar atılmasını aldatma kabul eden kadınların oranı yüzde 68. Erkeklerde bu oran yüzde 51’de.

Aynı yatakta üç kişi

Yazı: Savaş ÖZBEY
Danışanlarından izin alarak hikâyelerini yayımlayan ilişki terapisti İlkim Öz anlatıyor...

Aynı yatakta üç kişi

Çok eşli kadınlar da var. Burada eşinin kendisini aldattığını kabul etmeyen erkek söz konusu. Bağımlı kişilik, kopamıyor. Kadın işyerinden biriyle iki-üç yıldır birlikte, boşanmak istiyor. Adam “Hayır” diyor: “Bunalımda olduğu için böyle söylüyor.” Kadın anlatıyor: “Gece üçte geliyorum, kocam camda beni bekliyor.”

‘Aynı Yatakta Üçümüz’... Kitabın başlığı pek iç gıcıklayıcı. Nereden buldunuz?
- Kitapta gerçek öyküler anlatıyorum. Üçüncü öyküde böyle bir laf geçiyor, “Biz aynı yatakta üç kişiydik” diye. Oradan geliyor kitabın ismi.

Kitapta anlattığınız olaylar gerçek, isimler farklı. İnsanlar neden istiyor hikâyelerinin yazılmasını?
- Çok enteresan ki ‘Terapide Beş Soluk’ öykülerimden sonra insanlar talep etmeye başladılar onların da öykülerini yazmamı. Özellikle kadınlar: Beni yazın insanlar okusun benim yaptığım hataları yapmasınlar. Biraz anlatıp rahatlama da var. “Ben üstümden attım artık toplum düşünsün der” gibi. Bu hikâyeler iki-üç sene süren uzun ve meşakkatli terapilerden çıktı. Mesele, kişinin yaşadığı olumsuzlukların sebebini görememesi ve bir noktaya gelip tıkanması: Evet yolunda gitmeyen bir şey var. Dönüp dolaşıp farklı insanlarla aynı sorunu ve aynı sonucu yaşıyorum. Terkediliyorum. Ya da aldatılıyorum. Ya da aldatıyorum... O zaman problem bende. Ama nerede?

Evli erkek güven veriyor

Bahsettiğimiz, 23-24 yaşında genç kadınlar. Çoğu baba sendromu olan, ailesiyle travma yaşayan kızlar. Aslında kavuşamadıkları babalarını arıyorlar. İlgiye ve sevgiye aç oldukları çok açık belli oluyor. Çok uyumlu görünürler ama çocuk gibi sürekli ilgi isterler. Bu kadınların hedefindeki erkekler arasında ekonomik düzeyi düşük hiç erkek yok. Hepsi üst düzey geliri olan erkekler. Kadını iyi yaşatacak, hatta çocuğu olursa çocuğunu kolejde okutabilecek güçte erkekler. Sonra erkeğin evli olması da önemli. Evli erkek daha sorumluluk sahibi ve güven veriyor. Diyelim burada 10 erkek var; dokuzu bekâr; o kadar enteresan ki o gidiyor evliyi seçiyor. Oysa diğerleri de zengin, yakışıklı, artık her neyse ama o gidiyor evli olanı seçiyor. Sadece evli olması da yetmez. Evli ama çocuk yoksa o ilişki onlara cazip gelmiyor, ciddiye almıyorlar. Baba olmuş olması lazım. Zaten genelde 10-15 yaş fark oluyor aralarında.

Erkeğin eşi durumu ilk öğrendiği zaman genellikle ilk tepki uzun bir fiziksel ceza oluyor. Kocasıyla ilişki kurmuyor. Ama n’oluyor? Bu, erkeğin daha çok işine geliyor, “Zaten bak benimle birlikte olmuyor” mazereti veriyor eline...

Eşler ve sevgililer birbirine benziyor

Erkeklerin eşleri ve sevgilileri tip olarak benziyorlar. Mesela eş kızıl saçlıysa, sevgili de kızıl saçlı. Fantezi giyiniyorsa, öbürü de öyle. Aynı arabalar, biri sporsa öbürü de spor. Artık öyle ezberledim ki, birini görünce diğerini tahmin edebiliyorum daha görmeden. Bu da erkeklerin anneleriyle ilgili ya da 3-5 yaş döneminde yakınındaki kadın artık kimse, anneanne, bakıcı... Onu alıp ileride eşine ya da flörtüne taşıyor. Çok sevdiği için de olabilir, ulaşamadığı, onu aradığı için de...

Peki ya kadınlar?

Karşı tarafı öğrenen kadınlar birbirlerini tanımaya, öğrenmeye çalışıyorlar. Deli gibi kilo verip, kendilerini karşı tarafla kıyaslıyorlar.

Adrenalin peşindeki erkekler

Aldatanlar adrenalin seven, hiperaktif erkekler. Çok enteresan ki bu kadınlar da şey zannediyor: Hayatında sadece iki kişi var, eşi ve ben. Halbuki değil. Bu erkeklerin başka sevgilileri de var. Hiçbirisine odaklanamadığı gibi hiçbirinden de kopamıyor. Çünkü biriyle kavga ettiği zaman gidecek başka yer var.

İlişkinin kaymağını istiyor

Kitapta Arzu’nun öyküsünün ilginçliği, buradaki kadının birlikte olduğu erkeğin boşanıp kendisiyle evlenmesini istememesi. “Evliliği devam etsin, benimle de birlikte olmayı sürdürsün ve karısı benimle de birlikte olduğunu bilsin” istiyor. Ve adamın karısı boşanmak istediği zaman Arzu fenalık geçiriyor. İlişkinin kaymağını yemek istiyor. “İlknur niye evleneyim ki? Yiyorum, içiyorum, evimi, arabamı almış” diyordu.

Evet, senin kocanla bir hayat yaşıyorum

“İkinci kadın kendini belli etmek ister” diyorsunuz. Nasıl belli eder kendini? İmzasını nasıl atar evli adamın üstüne?
- Adamın evde olduğu saatlerde arar. Bahane bulup mesaj atıyor. Tam çıkarken eşi görsün diye bir ruj izi, bir parfüm... Baktı ki eş hâlâ uyanmıyor, o zaman bir arkadaşlarına aratıyorlar: “Kocan seni aldatıyor” deyip kapattırıyorlar. “Beni daha çok seviyor” diye rahatlatıyor ya kendini, karşı tarafın da bunu bilmesini, hakkını teslim etmesini, ilişkinin onaylanmasını istiyor: “Ben kötü bir şey yapmıyorum. Tıpkı senin gibi, evet senin kocanla bir hayat yaşıyorum.”

Bazıları hiç gün yüzüne çıkmıyor

** Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 2011’de yaptırılan ‘Türkiye Aile Yapısı Araştırması’ verilerine göre Türkiye’de erkek ve kadın bireylerin boşanmalarında en önemli faktör yüzde 27’lik oranla ‘sorumsuzluk ve ilgisizlik’ olarak resmedilmişti. 

** Kadınlar, yüzde 16’lık bir oranla ‘aldatma’yı boşanma gerekçesi olarak gösteriyor. Erkeklerinse yüzde 5’i evliliklerinin aldatma nedeniyle sona erdiğini anlatıyor.

** Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü sosyal araştırmalar yöneticisi Semiha Feyzioğlu, bu verilerin erkeklerin eşlerini daha çok aldattıklarına dair bir gösterge olarak yorumlanabileceğini söylüyor: “Öte yandan aldatmanın su üstüne çıkmadığı veya aldatılmanın boşanmayla sonuçlanmadığı evlilikler olduğu göz önüne alınarak bu veriden aldatma oranlarına ilişkin sağlıklı tahminler yapmak mümkün değil.”


Kaynak: Tarkan Acar

ReklamGIF
OKUYUCU YORUMLARI (0)
Bu habere daha önce yorum yapılmamıştır.
İlk yorum yapan siz olun!

Ad Soyad:

Yorum:

ReklamGIF
GÜNÜN GELİŞMELERİ
ANKET
FACEBOOK
magazin Kolay Sohbet Sohbet Sohbet Kolay Chat