Buradasınız: Anasayfa » Röportaj » Ahu Yağtu sessizliğini bozdu | 07 Eylül 2014 Pazar 14:02

Ahu Yağtu sessizliğini bozdu

Güçlü bir kadın Ahu Yağtu. En önem verdiği şey denge... 20 yıldır modellik yapıyordu ama Türkiye’nin büyük bir bölümü onu Cem Yılmaz’la evlendikten sonra tanıdı. Bu şöhretli evliliğe rağmen Ahu aynı kaldı: Cool, naif, bir tek sevdiklerinin yanında özgür ve güçlü. Şimdi, Turgut Uyar’ın şiirindeki gibi sesleniyor insanlara.

Ahu Yağtu'nun röportajından satır başları şöyle;

20 yıldır modellik, 10 yıldır oyunculuk yapıyorsunuz ama Türkiye’nin büyük bir bölümü sizi Cem Yılmaz’la evlenince tanıdı? Şöhretten bu kadar uzak durmayı nasıl başardınız?
Bu yapı meselesi. Bu benim karakterim. Kendimi ortalara atıp bir şeyi olduğundan fazla göstermeyi hiçbir zaman sevmedim. Yaptığım şeyin hakkını verdim ama hiçbir zaman abartmadım. Buna aile terbiyesi diyebilirsin, belki karakter diyebilirsin ya da hepsinin birleşimi diyebilirsin ünlü olmayı çok fazla göz önünde olmayı hiçbir zaman tercih etmedim. 20 yıldan beri bunu korumaya çalıştım.

Mesleğinize olan tutkunuzu nasıl koruyorsunuz?
Çok seviyorum, çok saygı duyuyorum. Podyum benim özgür alanım. Orası kendime en çok güvendiğim yer. Moda ile ilgili konularda mütevazı olamayacağım. Yaptığım işi çok iyi biliyorum, tüm detaylarıyla yenilikleri de takip etmeye çalışıyorum. Gönül verdiğim, emek verdiğim ve çok sevdiğim için bu konuda her zaman ben buradayım diyebiliyorum.

Hayata karşı çok güçlü bir duruşunuz var. Hatta adL markası sırf bu yüzden sizi marka yüzü yapmış... Nasıl bu kadar güçlendiniz siz?
En büyük faktör küçük yaştan beri çalışmam. Bu mesleğe 14 yaşında başladım. 93 yılıydı. Tek başınaydım, arkamda aman kızımız manken oluyor, onu destekleyelim diyen kimsem yoktu.

Hayalinizdeki altın yılı anlatabilir misiniz?
Benim hayatta en önem verdiğim şeylerden biri denge! Hele ki şu sıralar. Çok hırsım yok. Minik minik yaptığım bir şeyler var ama o işlerde de merdivenleri tırmanarak ilerlemek istiyorum. Bir sezon daha adL ile devam edersek mutlu olurum, Ahu Vintage’ın büyümesini istiyorum, bir de oyunculukla ilgili bir şeyler yapmayı diliyorum. Ve tabii ki en önemlisi tüm bunlar olup biterken Kemal’le güzel vakit geçirmeyi sürdürmek istiyorum.

Kemal hiperaktif bir çocuk mu?
Sen de annesin. Başına gelmiştir, hareketli diyorsun, hiperaktif mi diyorlar. Ve böyle de yazıyorlar. Hiperaktiflik bir hastalık, Kemal’in böyle bir teşhisi yok çok şükür. Sadece fazla hareketli.

Zorlanıyor musunuz?
Yemekle ilgili bir problem hiç olmadı. Uykusu da şimdi düzenli ama ilk bir yıl gece çok fazla uyanıyorduk. 8 saat kesintisiz uyumaya alışık Ahu da gündüzleri aptal gibi geziyordu. Ama bu da normal, emziren bütün anneler bilir. 11 ay emzirdiğim için o ara biraz leylaydım. O ahestelik gitti şimdi.

Peki ya oğlunuzun size öğrettikleri?
Eskisinden çok daha hızlı hareket etmeye başladım artık. Her şeyi programlıyorum, haftalık programımı yapmak zorundayım. Erken uyuyorum, sabah 6’da Kemal’le uyanıyorum. Ve yatana kadar da sürekli hareket halindeyiz. Bana diyorlar ki nasıl hemen inceldin, iki haftadır yardımcımız yok, iki kilo daha gitmiş. Ben erimeyeyim de kim erisin.

Peki sizin içinizde böyle anaç bir kadın var mıydı, Kemal’le mi ortaya çıktı?
Çocukları her zaman çok severdim. Belki o güçlü kadın, cool duruşumla ters düşen bir şeydi ama hep isterdim çocuğumun olmasını.

Kaynak: Tarkan Acar